Dizellere rağbet devam edecek mi? 2015 yılındaki VW Dizel Skandalı, otomotiv endüstrisi açısından bir dönüm noktası oldu. Bundan sonra bazı çevreler dizel otomobillerin sonunun geldiğini dile getirmeye başladılar. Hatta bazı firmalar dizel motorlardan tamamen vazgeçtiklerini de beyan ettiler. Ancak Mercedes-Benz gelecekte dünya üzerindeki toplam araç parkının farklı yakıt tiplerinin (benzinli, dizel, elektrikli, hibrit vs) hepsinin karmasından oluşacağını ifade etti ve dizel motor geliştirmeye devam ettiğini duyurmuştu.
Otomotiv ekipman üreticileri için çözümler sunan Delphi Technologies de dizel motorlu araçlar hakkındaki bilgi kirliliği konusunda bazı noktalara açıklık getirdi. Delphi, test kuruluşlarından alınan rakamsal verilerle, dizelin emisyon azaltımındaki rolünü bir kez daha vurgulayan şirket, araç üreticilerinin ürün gamının önemli bir parçasının halen dizel olduğunu ve araç sahipleri için de popüler bir tercih olmaya devam edeceğini ifade etti.
Dizelin yüksek yakıt tasarrufu, daha düşük yakıt gideri sağlarken yakıt alımları arasındaki süreyi de artırıyor. Ayrıca emniyetli sollama, treyler ve römork çekme ile yük taşıma gibi hem daimi hem de anlık güç gerektiren koşullar, dizelin ürettiği yüksek tork sayesinde mümkün olabiliyor. Bu da dizelin, ağır ve hafif ticari araçlar için baskın yakıt kaynağı olmaya devam ettiğini gösteriyor.
En düşük karbondioksit (CO2) emisyonlu akaryakıt
Delphi tarafından yapılan açıklamada dizel yakıtın kullanılan diğer akaryakıtlara göre litre başına en yüksek enerji içeriğine sahip olması, gerek bireysel gerekse de yük ve yolcu taşıma adına üretilen dizel taşıtların tercih edilirliğinde kendini gösterdiği ifade edildi. Termodinamik olarak daha verimli olan dizel motorlar, açığa çıkan bu enerjinin diğer akaryakıtlara oranla daha fazlasını “kullanılabilir işe” çevirebiliyor. Bununla birlikte dizel araçlar, eşdeğer benzinli araçlara göre hacimsel olarak %25 daha az yakıt harcıyor. Yine dizel araçların eşdeğer benzinli araçlara göre kilometre başına %15 daha az CO2 emisyonu bulunuyor.
Dizel teknolojisi gelişiyor
Delphi Technologies’e göre başta CO2 olmak üzere sera gazlarının %20’si karayolu ulaşımı esnasında ortaya çıkıyor. Birçok araç üreticisinin CO2 emisyonlarını azaltma ve bu alanda giderek sıkılaşan yönetmelikleri karşılama stratejilerinde, anahtar rolü dizel araçlar üstleniyor. Dolayısıyla dizel, modern araçlarda bulunan emisyon kontrol sistemleriyle birlikte kullanıldığında, Avrupa Birliği’nin 2018 yılı Aralık ayında kabul ettiği hedeflerin altında CO2 salınım miktarlarını karşılamada yardımcı oluyor. Fakat yeni dizel araç satışlarının azalması ve artan SUV popülerliği ile birlikte, yeni araçların ortaya çıkardığı ortalama CO2 emisyonlarının 2018 yılında 2.4 g CO2/km artarak 120.5 g CO2/km’ye ulaştığı görülüyor.
Avrupa emisyon standartlarına göre kurum dahil partikül madde emisyonunun (PM), Euro 1 normundaki motorlarda 140 mg/km’den %97 azalarak Euro 6 normunda 4.5 mg/km’ye gerilediği belirtiliyor. Benzer şekilde, azot oksit (NOx) emisyon seviyelerinin de %84 azalarak Euro 3 normlu motorlarda 500 mg/km iken (NOx ilk ölçüldüğünde) Euro 6 normlu motorlarda 80 mg/km’ye gerilediği görülüyor. Araçların gerçek emisyon değerlerini yansıtmak için hayata geçirilen “Gerçek Sürüş Emisyonları” testleri de, oldukça verimli olan azot oksit emisyonu azaltma teknolojilerinin kullanımında büyük rol oynuyor. Taşıtlar konusunda yaptığı testlerle tanınan otomobil kulübü ADAC’a göre; Euro 6d-TEMP emisyon standartlarını karşılayan dizel araçlar, Euro 6b (RDE öncesi) dizel araçlara göre ortalama %76 daha az NOx emisyonu sağlıyor. Bu oran Euro 5 dizel araçlara göre ise %85 daha az NOx (Azot Oksit) olarak gerçekleşiyor.
Dizellere rağbet devam edecek mi?
Delphi’nin bu soruya yanıtı olumlu. Delphi Technologies, dizel motorların birçok araç üreticisinin ürün yelpazesinde yer almaya ve popüler bir tercih olmaya devam edeceğini iddia ediyor.
Delphi Technologies internet sitesine ulaşmak için BURAYA tıklayın.