ÖTV “Lüks otomobil” satışlarını etkiler mi? Yurt dışına giden döviz miktarını azaltmak, yani cari açığı düşürmek için otomobillerden alınan ÖTV’nin artırılması bir çözüm olacak mı acaba? Geçmiş yıllara bakarsak “Lüks otomobil” satışları hiç düşmemiş.
Yazı: İsa Demir
Geçen hafta sonu herkes yeni ÖTV oranlarıyla uyandı. En alt segmentteki otomobillerin fiyatları artmazken, vergisiz fiyatı 130.000 TL’nin üzerindeki otomobillerde ciddi artışlar oldu. İlk önce Türkiye’de otomobillerden alınan yeni vergi sisteminden bahsedelim: Motor hacmi 1600 cc’nin altında olmak kaydıyla, fabrika çıkış fiyatı 85.000 TL’ye kadar olan otomobillerden % 45, fiyatı 85.000-130.000 TL arası olan otomobillerden % 50, fiyatı 130.000 TL üzeri olan otomobillerden ise % 80 oranında ÖTV alınmaya başlandı. Vergisiz fiyatı 130.000 TL olan bir aracın anahtar teslim fiyatı 230.000 TL. Ancak vergisiz fiyatı 131.000 TL olan bir aracın ise satış fiyatı 278.000 TL’ye oldu.
ÖTV oranları özellikle motor silindir hacmi 2.0 litreyi geçen modelleri daha çok etkiliyor. Fakat Türkiye’de satılan otomobillerin % 94.8’i motor silindir hacmi 1.6 litrenin altında olanlar. Motor silindir hacmi 1.6-2.0 litre olan araçların satışı ise % 2 seviyesinde. Motor hacmi 2.0 litreyi geçen otomobil satış oranı % 0.2 civarında. Bu oranlara % 3 seviyesinde hibrit satışları eklemek gerekiyor.
Motor silindir hacmi 1.6-2.0 litre arası olan ve vergisiz fiyatı 170.000’yi geçen otomobillerin anahtar teslim fiyatlarının % 66’sı vergilerden oluşuyor. Motor hacmi 2.0 litreyi geçiyorsa otomobilin anahtar teslim satışından alınan vergi toplamda % 74’e kadar çıkıyor. Yani bu kategorideki otomobilin fiyatı örneğin 2.000.000 TL ise bunun 1.480.000 TL’lik kısmı vergi demek. Bir başka deyişle bir otomobil kendimize alırken “üç” otomobil de devlete alıyoruz.
ÖTV serüveni 2002 yılında başladı
Özel Tüketim Vergisi ilk olarak 2002 yılında yürürlüğe girdiğinde yüzde 27 ile yüzde 50 arasında ÖTV alınmaya başlandı. Bir yıl sonra bu oranlar yüzde 30 ile yüzde 75 seviyesine çıkarıldı. 2014 yılına gelindiğinde artık ÖTV yüzde 45 ile yüzde 145’e çıktı. 25 Kasım 2016 tarihine kadar sadece motor hacmine bakılarak ÖTV alınıyordu. Bu tarihten itibaren işin içerisine otomobillerin vergisiz fiyatları da girdi. Belirlenen limitlere göre vergi matrahı ortaya çıkarıldı ve bu sefer ÖTV oranları iki değişkene (Motor Hacmi+Fiyat) bağlı olarak tekrar oluşturulmaya başlandı. Bu arada motor hacmi 2000 cc’yi geçen otomobillerden alınan ÖTV yüzde 160 olmuştu.
Son olarak ÖTV oranları 30 Ağustos 2020 tarihinde tekrar güncellendi. En düşük vergi dilimine dokunulmazken, motor silindir hacmi 2000 cc’yi geçen araçlardan alınan ÖTV yüzde 220 gibi yüksek bir orana çıkarıldı. Anahtar teslim fiyat ÖTV eklendikten sonra hesaplanıyor. Dolaysısıyla bir otomobilden alınan en düşük toplam vergi yüzde 71.1 iken en fazla yüzde 277.6 oranında oluyor.
ÖTV’ye rağmen “Lüks” satışlar azalmadı
ÖTV “Lüks otomobil” satışlarını etkiler mi? ÖTV’nin birinci amacı aslında lüks otomobil satışlarının azalmasını sağlamak. Ancak geçmiş yıllara baktığımız zaman bunun pek gerçekleşmediğinizi görüyoruz. 2004 yılına kadar gittiğimizde; D segmenti satışlarının yüzde 9.7, E segmenti satışlarının ise yüzde 1.4 oranında olduğunu görüyoruz. 2014 yılında ÖTV 1600-2000 cc araçlarda yüzde 90’a çıkarılmasına karşın yükseliş trendi devam etti. Öyle ki, 2016 yılına geldiğimizde D segmenti satış oranı yüzde 14.4’e, E segmenti satış oranı ise yüzde 3.0’a kadar çıktı.
Yani “lüks” sayılan ve biraz daha pahalı olan bu kategorideki otomobillerin satışları azalmadı. Yani vergi ne kadar artarsa artsın Türk insanı yine de otomobil alıyor mu? Aslında bunun cevabı “teknoloji” kelimesinde saklı. Çünkü eskiden D segmenti otomobillerde 2.0 litre motor kullanılıyordu. Teknolojinin ilerlemesiyle artık 1.6 litre motorlardan aynı verim alınmaya başlandı ve D segmentindeki araçlarda 1.6 litrelik motor seçeneği sunulmaya başlandı. Böylece düşük vergi dilimine girmiş oldular.
E segmentinde durum biraz daha ilginç. BMW ve Mercedes-Benz markaları Türkiye’ye özel otomobil üretmeye başladılar. BMW 5 Serisi ve Mercedes-Benz E Sınıfı’nın 1.6 litre motorlu versiyonları 2013 yılında ülkemizde satılmaya başlandı. Hatta Mercedes-Benz E Sınıfı’nda 1.5 litrelik motor bile kullanıldı. Dolayısıyla E segmenti olmasına karşın otomobiller hep bir alt vergi dilimine geçme stratejisi izlediler ve şimdiye kadar satışları bu yüzden düşmedi.
Yıllara göre segment satış oranları (Yüzde)
Yıl B C D E
2004 46.4 40.3 9.7 1.4
2010 39.8 44.4 12.1 2.4
2014 31.0 52.3 11.9 3.4
2016 31.6 49.8 14.4 3.0
2018 26.3 56.6 13.3 2.6
2020 23.0 62.8 10.8 2.2
Yıllara göre otomobillerden alınan ÖTV
Yıl 1600 cc altı 1600-2000 cc 2000 cc üzeri
2002 % 27 % 46 % 50
2003 % 30 % 52 % 75
2005 % 37 % 60 % 84
2011 % 37 % 80 % 130
2014 % 45 % 90 % 145
2016 % 45-50-60 % 100-110 % 160
2020 % 45-50-80 % 130-150 % 220
Otomobillerden alınan ÖTV ve KDV (ESKİ)
Silindir hacmi Vergisiz fiyat ÖTV KDV TOPLAM VERGİ
1600 cc’ye kadar 70.000 TL’ye kadar % 45 % 18 % 71.1
1600 cc’ye kadar 70.000-120.000 TL % 50 % 18 % 77.0
1600 cc’ye kadar 120.000 TL üzeri % 60 % 18 % 88.8
1600-2000 cc 170.000 TL’ye kadar % 100 % 18 % 136.0
1600-2000 cc 170.000 TL üzeri % 110 % 18 % 147.8
2000 cc üzeri Fiyat sınırı yok! % 160 % 18 % 206.8
Otomobillerden alınan ÖTV ve KDV (YENİ)
Silindir hacmi Vergisiz fiyat ÖTV KDV TOPLAM VERGİ
1600 cc’ye kadar 85.000 TL’ye kadar % 45 % 18 % 71.1
1600 cc’ye kadar 85.000-130.000 TL % 50 % 18 % 77.0
1600 cc’ye kadar 130.000 TL üzeri % 80 % 18 % 112.4
1600-2000 cc 170.000 TL’ye kadar % 130 % 18 % 171.4
1600-2000 cc 170.000 TL üzeri % 150 % 18 % 195.0
2000 cc üzeri Fiyat sınırı yok! % 220 % 18 % 277.6
Otomobil.com.tr sitesinde daha önceden yeni ÖTV düzenlemesi ile ilgili OYDER açıklamasını okumak için BURAYA, ODD açıklamasını okumak için BURAYA tıklayın!