Bir genç kadını daha hunharca işlenen bir cinayetle kaybettik. Hepinizin bildiği üzere, Özgecan Aslan adlı 20 yaşındaki üniversite öğrencisi, Mersin ilimizde bindiği bir minibüsün sürücüsü ve onun işbirlikçileri tarafından öldürüldü, kesildi ve yakıldı. Yazması bile zor, ama maalesef durum bu! Cinayetin bu sayfayı ilgilendiren yönü ise, olayın yaşandığı araç, yani minibüs. Gelişmiş ülkelerin toplu taşımacılık sistemlerinde bulunmayan, bize ve bizim gibi gelişmemiş ülkelere has bir toplu taşımacılık aracı. Çünkü gelişmiş ülkelerin şehirlerinde belediye otobüsü, tramvay, metro, tren ve taksi vardır. Bizde dolmuş olarak da adlandırılan bu araçların sürücüleri; genelde trafik kurallarına uymamaları, sürekli korna çalmaları, sıkça kazaya karışmaları, yanlarında taşıdıkları levye ve demir çubuklarla, pis kıyafetleri ve saygısız davranışlarıyla bilinirler. Bu da sistemin doğurduğu bir gerçektir. Çünkü bu insanlarda herhangi bir eğitim ve sabıka kaydı aranmaz. Ehliyeti olan herkes minibüs sürücüsü olabilir. Burada araç ehliyetinden bahsediyorum tabii ki. Ama bence önemli olan insanlık ehliyetidir. Toplu taşıma araçlarında görev yapan kişilerin önce insan olmaları ve elbette belirli bir eğitimden geçmiş olmaları gerekir. Öte yandan; minibüs ve dolmuş gibi gelişmiş ülkelerde yeri olmayan bu araçların kaldırılması gerekir. Şehirlerin belediyeleri toplu ulaşım ağlarında bu araçların yerini dolduramazlar mı? Elbette doldurabilirler. Paris’te, Londra’da, Barcelona’da neden minibüs yok? Demek ki olmayabiliyor değil mi? Eğer bu düzen devam eder ve her isteyen toplu taşıma aracına sürücü olursa bu tür acı gerçeklerle daha birçok kez karşılaşırız.
Özgecan Aslan’a Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ülkemize başsağlığı diliyorum.
Emre Bey size çok teşekkür ediyorum ve de aynen size katılıyorum,tertemiz masum bir kız çocuğunu öldüren bu insan olmayanları Yüce ALLAH kahretsin.Özgecan ın mekanı Cennet olsun.