İlk kez 1970 yılında yollara çıkan Range Rover, 2013 model yılında dördüncü jenerasyonuna kavuştu. 42 yıl önce tasarlanan atasının sade ve ikonik hatlarını koruyarak geleceğe taşıyan yeni Range Rover’ı Fas’ın otantik atmosferi ve farklı zemin şartlarında test ettik. Lüks SUV denildiğinde ilk akla gelen modellerden olan Land Rover Range Rover, dördüncü jenerasyonuyla yollara çıkmaya hazır. Müşterilerin istekleri doğrultusunda, yeni jenerasyon geliştirilirken “Değiştirilmeyen, iyileştirilen” (Don’t change it, just make it better) yeni 2013 Range Rover; sahip olduğu yeni teknolojiler, yeni motoru, daha hafif karoseri, daha düşük yakıt tüketimi ve karbondioksit salımı ve daha üstün off-road kabiliyetiyle dikkat çekiyor. İlk kez 1970 yılında yollara çıkan Range Rover, 1994’te ikinci, 2001’de ise üçüncü jenerasyonuna kavuşmuştu. Bu sayfalarda gördüğünüz dördüncü nesil ise 2013 model olarak satışa sunulacak.
Tamamı alüminyum ilk SUV
Türkiye’ye Borusan Otomotiv tarafından ithal edilen ve ilk teslimatı Mart 2013’te gerçekleştirilecek olan yeni Range Rover 2013, dünyanın tamamı alüminyum monokok gövdeli ilk SUV’u olarak tanımlanıyor. Aracın tüm gövdesinde, hafif ama sağlam bir malzeme olan alüminyum kullanılamasının sonucu ise; daha düşük yakıt tüketimi ve karbondioksit salımı. Bu konuya daha sonra değineceğim. Burada ise yeni Range Rover’ın dış tasarım ve boyutlarından bahsetmek istiyorum. Alüminyum şasi, önceki modele göre aracın ağırlığını tam 420 kg azaltmış. Yeni Range Rover 2013, 3.0 lt TDV6 versiyonunda 2160 kg boş ağırlığa sahip. İngiltere Solihull’daki fabrikada üretilen aracın uzunluğu 4999 mm, genişliği 1983 mm ve yüksekliği 1835 mm. Daha aerodinamik bir tasarım sayesinde rüzgar sürtünme katsayısı yüzde 10’luk bir düşüşle 0.34 Cd’ye gerileyen aracın dingil mesafesi ise 2922 mm. Yeni Range Rover, Land Rover Tasarım Direktörü Gerry McGovern’ın tabiriyle “İlk modelin sade ve ikonik tasarımını devam ettiriyor”. Tabii tüm yeni teknolojileri entegre ederek. Modern aydınlatma teknolojileriyle donatılmış olan araçta prestijli tasarım korunurken, ortaya hantal bir görünüm çıkmamasına da özel önem gösterilmiş. Ve sonuçta ortaya şık ve aerodinamik bir yeni Range Rover çıkmış. Otomobilin bagaj kapağı elektrikli olarak ve iki parça halinde açılıyor. Biri yukarıya, diğeri ise aşağıya doğru açılan parçalar, kolay yükleme-boşaltma sağlıyor.
Lüks ve konforda zirve
Yeni Range Rover’ın kokpiti, en kaliteli deri ve ahşabın uyumlu birlikteliğinin sağlandığı, detaylarda bile özenli bir işçiliğin yer aldığı, teknolojik donanım bakımından da modern dünyanın tüm nimetlerinin sunulduğu bir alan. Masaj fonksiyonlu koltuklar rahat, geniş ve konforlu. Gösterge birimleri hem çok şık tasarımlı hem de rahat takip ediliyor. Ön konsoldaki 8 inç’lik renkli dokunmatik ekran, aracın tüm fonksiyonlarına hâkim olmayı mümkün kılıyor. Bu ekranın çift açılı gösterim özelliği sayesinde, sürücü aynı anda navigasyonu takip ederken, ön yolcu film izleyebiliyor. İç mekân, eşya gözü ve bardaklık konusunda da son derece cömert. Panoramik cam tavan, iç mekânı ferah kılıyor. Meridian ses sistemi, kokpiti konser salonuna dönüştürürüyor. Dört kollu şık direksiyon simidi, üstünde birçok kumanda barındırıyor. Motoru start butonuna basılarak çalıştırılan araçta; Terrain response sistemi, arazi kontrolleri, şanzıman kumandası ve elektronik park freni butonu orta konsola yerleştirilmiş. Makam aracı olarak da kullanılan bu araçta, arka koltuklar da son derece konforlu. İki kişi için düzenlenmiş bu alanda, sürücü ve ön yolcunun emrine sunulan tüm teknolojik özellikler var. Diz, baş ve omuz mesafeleri de kusursuz. Araçtaki tüm yolcular için kablosuz kulaklıklar mevcut. Böylece herkes dilediği müziği dinleyebiliyor ya da kendi ekranında istediği içeriği izleyebiliyor.
4.4 TDV8’in yerini alıyor
Fas’ta, çok farklı zemin koşullarında gerçekleştirdiğimiz (asfalt, kum, kaya, çakıl, toprak, su geçişi) toplam 450 kilometrelik test sürüşünde yeni Range Rover’ın hem 3.0 lt TDV6 hem de 5.0 lt V8 Supercharged motor seçeneklerini kullanma fırsatım oldu. Ancak bu yazımda, Türkiye’de en çok satılacak Range Rover modeli olmasına kesin gözüyle bakılan 3.0 lt TDV6’yı ele alacağım. Markanın downsizing (hacim küçültme) operasyonunun bir ürünü olan bu yeni motor, eski 4.4 lt TDV8’in yerini alıyor (4.4 litrelik turbo dizel ünite, yoluna SDV8 adıyla devam edecek). Bunu da performans kaybı yaşamadan başarıyor. Ayrıca yakıt tüketimi ve karbondioksit salımında yüzde 22 tasarruf sağlıyor. Elbette bunda 420 kg hafifleyen ve rüzgar sürtünme katsayısı yüzde 10 düşen karoserin, 1.4 litre azalan motor hacminin ve Stop/Start sisteminin büyük faydaları var. V tipi yerleştirilmiş 6 silindirli 24 supaplı 3.0 litrelik turbo dizel motor, 4000 d/d’de 258 HP güç ve 2000 d/d’de 600 Nm tork üretiyor. Araca 210 km/s maksimum hız sağlayan motorun 0-100 km/s hızlanma performansı ise 7.9 saniye. ZF markasına ait 8 ileri otomatik şanzımanla kumanda edilen motorun ortalama yakıt tüketimi 7.5 lt/100 km, karbondioksit salımı ise 196 g/km.
Arazide engel tanımıyor
Yeni Range Rover’ın en önemli yeniliklerinden biri ise ikinci jenerasyon Terrain Response’a sahip olması. Bu lüks SUV’a yüzbinlerce Euro veren kaç kişi zorlu araziye girer bilemiyorum ama yeni Range Rover, aslında safkan bir off-road aracı. Test sürüşü sırasında üstünden aştığımız kayaları, içinden geçtiğimiz (maksimum su geçişi yüksekliği 900 mm), 50-60 derecelik açıyla indiğimiz rampaları, üstünden akıp gittiğimiz kum tepelerini görmüş olsanız, ne dediğimi çok daha iyi anlayabilirsiniz. Bu noktada; “Anlatılamaz, yaşanır” gibi bir hisse sahibim. İşte bu noktada, geliştirilerek ikinci jenerasyonuna kavuşturulan Terrain Response’a çok görev düşüyor. Sistemi “Auto” konumuna alıp tüm kontrolleri araca bırakabileceğiniz gibi, isterseniz kendiniz de zemin türünü seçebiliyorsunuz. Ortada ve arkada yer alan kilitli diferansiyeller, aracın yüksekliğini çok kısa bir sürede değiştirebilen havalı süspansiyon sistemi ve orta konsoldaki off-road kumanda birimi, yeni Range Rover’ın engel tanımamasını sağlıyor. Önünüzdeki ve ön konsoldaki göstergeler; seçili olan off-road programlarını, tekerleklerin ve diferansiyelin durumunu açıkça göstererek size yardımcı oluyor. Aracı off-road konumuna getirdiğinizde yaklaşma açısı 34.7, uzaklaşma açısı 29.6, karın açısı ise 28.3 derece oluyor. Bu rakamlar da, ne demek istediğimi kolaylıkla anlatıyor aslında. Yeni Range Rover, tüm bu arazi özelliklerinin yanı sıra asfaltta da çok başarılı. İzolasyonu başarılı olan otomobil, hızlı ve sessiz çalışan şanzımanı, tepkileri başarılı olan elektrik kontrollü direksiyon sistemi ve güçlü frenleriyle övgüyü hak ediyor. Yüksek karoser ve oturma konumu, geniş bir görüş ve yola hâkim bir oturma pozisyonu sağlıyor. Hem iç hem de dış dikiz aynaları yeterli büyüklükte. Kumanda birimlerinin tamamı ergonomik yerleştirilmiş ve kullanımı kolay.
2013’te yollarda
1970 yılında yaratılan lüks arazi aracı efsanesinin devamı niteliğindeki yeni 2013 Range Rover, atasının ana hatlarını koruyan yepyeni tasarımı, alüminyum gövdesi, modern teknolojileri, konforlu iç mekânı, kaliteli malzeme-işçiliği ve başarılı sürüş özellikleriyle, bütçesi onu satın almaya yeten şanslı insanlar tarafından, lüks SUV ve lüks makam aracı olarak beğeniyle kullanılacak. Bana da, en azından şimdilik, Fas’taki 450 kilometrelik test sürüşünü çektiğim fotoğraf ve videolarla anılarımda tekrar tekrar yaşama keyfi kalacak.
Yeni Range Rover’ın Fas’ta çektiğimiz özel test sürüşü videosunu izlemek için BURAYA tıklayınız.
Yazı: Emre Anamur / Essaouira – Fas
Fotoğraflar: Land Rover Medya
Range Rover 3.0 TDV6 teknik özellikler
Fabrika verileri
Motor: 2993 cc, V6, 24V, turbo, dizel
Şanzıman: 8 ileri otomatik (ZF 8HP70)
Maksimum güç: 258 HP @ 4000 d/d
Maksimum tork: 600 Nm @ 2000 d/d
Maksimum hız: 210 km/s
0-100 km/s: 7.9 sn
Boyutlar (uz./gen./yük.) 4999 / 1983 / 1835 mm
Standart açılar (Yaklaşma/Uzaklaşma/Karın): 26.0 / 24.6 / 20.1 derece
Off-road açıları (Yaklaşma/Uzaklaşma/Karın): 34.7 / 29.6 / 28.3 derece
Maksimum su geçişi yüksekliği: 900 mm
Bagaj hacmi: 909 (tavana kadar)-2030 lt
Yakıt tüketimi (ş.içi/ş.dışı/ort.): 8.5 / 7.0 / 7.5 lt/100 km
Karbondioksit salımı: 196 g/km (E)
Türkiye baz fiyatı: 202.000 Euro
Türkiye teslimat başlangıcı: Mart 2013
Artılar: Prestij, konfor, malzeme ve işçilik, off-road kabiliyeti
Eksiler: Yüzde 22 azalmaya karşın hala yüksek olan emisyon